Sürdürülebilir Tekstil Endüstrisindeki Çevre Dostu Kimyasallar

Tekstil sektöründe çevre dostu kimyasallara yönelme, tekstil kimyasal pazarında devrim yarattı. Farklı türdeki tuzlardan karmaşık köpük önleyici maddelere kadar, tekstil endüstrisi sınırsız kimyasal kullanmaktadır. Tüketici talebi ve nüfus artış nedeniyle giyim sektörünün son zamanlardaki gelişimi tekstil kimyasallarına olan talebi artırmaktadır. Çevre dostu kimyasalların ortaya çıkması, geleneksel kimyasalların yerini alabilecek bazı yeni kimyasallar üretmektedir. Tekstil endüstrisinde kullanılan boyalar esas olarak hammaddeyi ve dolayısıyla ürünü renklendirmektedir. Boyalar doğal veya sentetik olabilir ve genellikle suyla birleştirilebilir. Bu nedenle, tekstil endüstrisinde suya çok ihtiyaç duyulmaktadır. Ek olarak, çözünmeyen boyalar suda kalır ve atık su artmaktadır. Bu problemi ortadan kaldırmak için araştırmacılar, çözünür olarak hareket edebilen ve tamamen suyun yerini alabilecek bazı gazlar bulmaktadır. Yüksek sıcaklık ve basınç kullanımıyla, kimyasal boyalar bu gazlarda çözülebilir. Gazlardan ayrı olarak, beyaz biyo-teknoloji su tüketimini ve yeşil gaz etkisini azaltmaya yardımcı olmaktadır. Beyaz biyo-teknoloji çevre dostu uygulamaların geliştirilmesinde kullanılmaktadır. En bilinen örnek, tekstil ıslak işlemlerinde kumaşlardan lekeleri çıkarmak için enzimler kullanmaktır. Enzimler katalizör görevi görür ve fazla su tüketimini azaltmaktadır.

Ayrıca, optimum sıcaklık ve PH sunar ve bu nedenle herhangi bir kimyasal reaksiyonda kontrol edilmesi kolaydır. Enzimlerin sunduğu en büyük avantaj, yüzde 100 biyolojik olarak parçalanabilir olmaları ve bir tekstil işleminde ihtiyaç duyulan diğer kimyasal ve toksik maddelere olan ihtiyacı ortadan kaldırmasıdır. Bu onları çeşitli kimyasallar için sürdürülebilir bir alternatif olmaktadır. Beyaz biyo-teknolojinin başka bir kısmı biyo-boyalar veya doğal boyalardır. Geleneksel boyama işlemi biyo-boyaların kullanılmasından büyük ölçüde etkilenmektedir. Geleneksel boya, endüstride çalışanlara ve toksik maddelerden dolayı çalışanlara zarar verebilmektedir. Bu problemin üstesinden gelmek için, uygun maliyetli ve çevre dostu olan biyo-boyalar kullanılabilir. Doğal boyaların çoğu kökler, meyveler, kabuk ve odun gibi bir bitki kaynağından üretilir. Bu çözümler, tekstil endüstrisinde geleneksel işleme şeklini değiştirmektedir.

Son zamanlarda, boyama ve terbiye işlemleri, çevre dostu ve daha sürdürülebilir giysiler ve tekstil konseptinin ortaya çıkmasıyla dikkat çekmektedir. Tekstillerde kullanılan zehirli kimyasalların ve fabrikalarından çıkan atıkların, kullanıcılar ve işçiler arasında cilt hastalıklarına ve solunum sorunlarına nasıl yol açtığı konusunda birçok araştırma türü bulunmaktadır. Bu çevre dostu kimyasallar ve sürdürülebilir boyalar için artan talebe ivme kazandırmaktadır. Geleneksel kimyasallar, ABD hükümetinin kullanımını kısıtladığı insan vücudunun yanı sıra çevrede de kalabilmektedir. Varanasi, iCVD veya başlatılan kimyasal buhar biriktirme olarak adlandırılan bir yöntem kullanmaktadır. Bu metodu kullanarak, bilim adamları, pamuk, yün ve ipek gibi çeşitli kumaşlara çapraz bağlama maddesiyle stabilize edilmiş, uzun süreli, kısa florlanmış polimerler uygulanmaktadır. Tekstil işlenmesinde, doğada toksik olan çok sayıda temel ve yardımcı kimyasal kullanılmaktadır.

Kaynak: Tıklayınız

  • 06 Eylül 2018